Yeniden Değerleme ve Enflasyon Düzeltmesinde Yeni Dönem
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 298. Maddesine Eklenen Düzenlemeler
Günümüzde işletmelerin mali yapısını güçlendirmek ve enflasyonun etkilerini azaltmak için uygulanan en önemli vergi düzenlemelerinden biri de yeniden değerleme mekanizmasıdır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesinde yapılan yeni düzenlemeler, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin değer tespiti ve vergisel avantajları konusunda önemli değişiklikler getirmiştir.
Yeniden Değerleme Nedir?
Yeniden değerleme, işletmelerin sahip olduğu amortismana tabi iktisadi kıymetlerin ve bunlara ait amortismanların, enflasyonun etkilerini yansıtacak şekilde güncellenmesidir. Bu sayede şirketler, gerçek varlık değerlerini mali tablolarında gösterebilir ve sermaye yapılarını daha güçlü hale getirebilir.
Kimler Yeniden Değerleme Yapabilir?
Yeni düzenlemeye göre:
Tam mükellefiyete tabi olan ve bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yeniden değerleme yapma hakkına sahiptir.
Ancak şu gruplar bu uygulamadan hariç tutulmuştur:
Enflasyon düzeltmesi şartlarını sağlayan mükellefler,
Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle kayıt tutmalarına izin verilenler.
Yeniden Değerlemede Esaslar
1. Kapsama Giren ve Girmeyen Giderler
İktisadi kıymetlerin maliyet bedeline eklenmiş kur farkları ve kredi faizleri, yalnızca belirli şartlarda yeniden değerleme kapsamına alınır.
Ancak aktifleştirme işlemi sonrası oluşan kur farkları ve faiz giderleri yeniden değerlemeye dahil edilmez.
2. Değerleme Oranı
Yeniden değerleme, her yıl belirlenen yeniden değerleme oranına göre yapılır.
Bu oran, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) verileri esas alınarak belirlenir.
3. Değer Artışı ve Amortisman
Yeniden değerleme sonrasında iktisadi kıymetlerin değer artışları, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenir.
Bu değer artışları, sermayeye ilave edilirse vergiden muaf tutulur. Ancak işletmeden çekilirse vergiye tabi hale gelir.
Yeniden değerleme sonrası, kıymetler yeni değerleri üzerinden amortismana tabi tutulmaya devam edilir.
Yeniden Değerleme Sonrası Uygulama Örnekleri
Örnek 1: Amortismana Tabi Bir Makinenin Yeniden Değerlenmesi
Bir işletme, 2020 yılında 1.000.000 TL maliyetle satın aldığı bir makineyi yeniden değerlemeye tabi tutmak istemektedir. 2023 yılı sonu itibarıyla bu makineye ait amortismanlar ve yeniden değerleme oranı şu şekildedir:
Toplam amortisman: 400.000 TL
Yeniden değerleme oranı: %40
Yeniden Değerleme Hesabı:
Net aktif değer: 1.000.000 TL - 400.000 TL = 600.000 TL
Yeniden değerleme sonrası değer: 600.000 TL x %40 = 840.000 TL
Makinenin değer artışı (240.000 TL), bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenecektir.
Örnek 2: Fonun Kullanımı ve Vergilendirilmesi
Eğer değer artış fonu sermayeye ilave edilirse, bu işlem vergiye tabi tutulmaz.
Ancak işletmeden çekilirse, değer artışı kazanç olarak vergilendirilir.
Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Enflasyon Düzeltmesi ve Yeniden Değerleme İlişkisi
Enflasyon düzeltmesi şartlarının oluştuğu dönemlerde yeniden değerleme yapılamaz.
Enflasyon düzeltmesine geçişte, yeniden değerleme ile oluşan değer artış fonları öz sermaye hesaplamalarına dahil edilmez.
Geçmiş Yıllara Yönelik Değerleme Yasağı
Yeniden değerleme yalnızca ilgili yıl için yapılabilir. Geçmiş dönemlere yönelik yeniden değerleme yapılamaz.
Elden Çıkarma ve Vergisel Etki
Yeniden değerlemeye tabi tutulan kıymetler elden çıkarıldığında, fon hesabındaki değer artışları aynen amortisman gibi vergilendirilir.
Sonuç
Yeniden değerleme düzenlemesi, işletmelere mali tablolarını enflasyon karşısında güncel tutma ve sermaye yapısını güçlendirme fırsatı sunmaktadır. Ancak, doğru uygulama ve avantajlardan tam anlamıyla yararlanmak için, düzenlemede belirtilen şartların dikkatle incelenmesi gerekmektedir.